Seo Paketleri
Menu

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Anlam ve amaçsızlık beyin orkestrasını bozar"

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof.

GİRİŞ: 04 Kasım 2025 - 11:25
GÜNCELLENME: 04 Kasım 2025 - 11:26
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Anlam ve amaçsızlık beyin orkestrasını bozar"
Fotoğraf : BEYAZ

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sembollerin psikolojik etkileri konusunu değerlendirdi.

Sembolik öğrenme yalnızca insanlara özgü bir öğrenme modeli

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sembolik öğrenmenin yalnızca insanlara özgü bir öğrenme modeli olduğunu ifade ederek, diğer canlıların yaşamı temel fizyolojik ihtiyaçlar çerçevesinde sınırlıyken, insanın soyut, sembolik ve kavramsal düşünce üretebilme yeteneğine sahip olduğunu, bu yeteneğin, beynin çalışma mekanizmalarının anlaşılmasıyla birlikte yapay zekanın doğuşuna zemin hazırladığını kaydetti.

Prof. Dr. Tarhan, "Yapay zeka beyni taklit ediyor. Makine öğrenmesi ve derin öğrenme gibi alanlarda ilerleyen yapay zeka, beynin görüntüleri nasıl işlediğini, sembolleri nasıl oluşturduğunu ve anlam bağlarını nasıl kurduğunu da anlamaya çalışıyor." dedi.

Beyin algoritmaları ve sosyal öğrenme

Prof. Dr. Tarhan, beynin bilgi işleme sürecini katmanlı bir yapıya benzeterek, girilen bilgilerin çeşitli katmanlarda (görüntü, duygu, korku gibi) işlendiğini ve bir çıktıya dönüştüğünü, bu sürecin algoritmalarla çalıştığını ve bu algoritmaların sosyal öğrenme yoluyla geliştiğini belirterek, "İnsan, çevresinden ve yaşantısından edindiği deneyimlerle öğrenir. Bir maymun, genetik olarak insana yüzde 96 oranında benzese de o yüzde 4'lük gen farkı nedeniyle insan gibi davranmayı öğrenemez. Bu fark, zaman, anlam, ölüm gibi soyut kavramlarla ilgili 'zihin üstü' genlerden kaynaklanmaktadır." şeklinde konuştu.

Beyin belirsizlikten hoşlanmıyor…

Beynin belirsizlikten hoşlanmadığını ve bu durumun korku ve tedirginliğe yol açtığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Beyin düzen, denge ve devamlılık istiyor. Öyle olursa rahat çalışıyor. Bunu yapabilmesi için de mecburen olayları anlamlandırması gerekiyor. Bunun için sembolleri kullanıyor. Aksi halde anlam ve amaçsızlık beyin orkestrasını bozar.” ifadesinde bulundu.

Sembollerin çok katmanlı anlamları

Prof. Dr. Tarhan, sembollerin beynin bilgi kaydederken kullandığı temel öğeler olduğunu belirterek, "Büyüklük, şekil, renk gibi unsurlar birer semboldür. Matematikteki 'artı' işareti, kırmızı renginin enerji, güç, cesaret gibi pozitif anlamları veya kan, ateş gibi negatif çağrışımları, mavinin sonsuzluk ve huzuru temsil etmesi veya hüznü ifade etmesi gibi örneklerle sembollerin çok boyutlu anlamları vardır. Siyahın bazı kültürlerde gücü, bazılarında ise korkuyu sembolize etmesi de buna örnektir." ifadelerini kullandı.

Kültür ve sembol ilişkisi

Sembollerin kültüre, inançlara ve değer sistemlerine göre farklılık gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “El hareketleri bile farklı kültürlerde farklı anlamlar taşıyabiliyor. Bizim kültürümüzde 'mükemmel' anlamına gelen bir el hareketi, İtalya'da 'dikkatli ol', Ortadoğu'da ise 'sabırlı ol' anlamına gelebilir. Dini ikonlar, trafik levhaları ve emojiler de birer semboldür ve evrensel tepkiler uyandırabilir. Çocukluktan itibaren sembollerle öğreniriz ve sembollerin olmadığı bir ortamda insanlık öğrenilemez." dedi.

Kelime, dil ve kavramların gücü

Kelimenin de bir sembol olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, beynin Broca alanının duygu ifadesiyle, Wernicke alanının ise anlamayla ilgili olduğunu belirtti. Prof. Dr. Tarhan, "Dilimizdeki sözcükler de birer semboldür. Bir dil ne kadar çok kavram ve kelimeye sahipse, insan o kadar yeni düşünce üretebilir. Örneğin 'kalp' kelimesi hem somut anlamda organı hem de soyut anlamda duyguları ifade eder. Kalbin Arapçada 'inkılap' kökünden gelmesi, yani değiştirmek anlamına gelmesi, duygusal dünyadaki dönüşüm ihtiyacının zihinsel bir temsili olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Rüya teorisi ve kolektif bilinçaltı

Nörobilim alanındaki gelişmelerle birlikte rüyaların anlamı üzerine yapılan açıklamaların yeniden değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, İsviçreli psikiyatrist Carl Gustav Jung'un rüya analizlerinin nörobilime çok daha uygun olduğunu, Jung'un rüyaları "semboller dünyası" olarak tanımlamasının, günümüz nörobiliminin bulgularıyla örtüştüğünü dile getirdi.

İnsanların diğer canlılardan farklı olarak bilinç sahibi ve varoluşunun farkında olan tek varlık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, "Her birey ayrı bir bilince sahipken, bunun altında kültürel mirasla şekillenen bir kolektif bilinçaltı bulunur. Rüyalar, bu kolektif bilinçaltındaki sembolleri yaşattığımız alanlardır." dedi.

Prof. Dr. Tarhan, rüya tabirlerinin kişiye özel olması gerektiğinin altını çizerek, "Su gibi evrensel bir sembolün rüyadaki anlamı, kişinin kişilik yapısı, suya yüklediği anlamlar ve kültürel bağlamına göre değişir. Bu nedenle rüya tabiri kitaplarındaki genel yorumlar yanıltıcı olabilir. Rüyalar anlamsız değildir; fiziksel gerçekliğin, hayal gerçekliğinin ve rüya gerçekliğinin birleştiği, üst bir gerçeklik sunar." şeklinde konuştu.

Gerçeklik testi ve şizofreni ilişkisi

Rüyaların ve hayallerin gerçeklikten ayırt edilememesinin ciddi sonuçlara yol açabileceğini belirten Prof. Dr. Tarhan, beyindeki "gerçeklik test ağı" nın önemli olduğunu, şizofreni hastalarında bu ağın bozulduğunu ve kişinin rüyalarına veya hayallerine inanarak hayatını buna göre tanzim edebildiğini ifade etti ve "Şizofreninin temelinde, hayal, rüya ve fiziksel gerçeklik arasındaki ayrımı yapamama yatar. Beyindeki ilgili ağın bozulması bu duruma yol açar." diye konuştu.

Sembollerin evrensel dili

Prof. Dr. Tarhan, sesin de tıpkı renkler gibi güçlü bir sembol olduğunu ve müziğin beyni en çok harekete geçiren unsurlardan biri olduğunu kaydederek, "Mantıksal kavramlar sol beyinde işlenirken, sanatsal ve sesle ilgili kavramlar sağ beyinde, görüntüyle ilgili kavramlar ise arka beyinde işlenir. Kuantum fiziğine göre her renk bir frekanstır. Renklerin matematiğiyle siyah ve beyaz gibi farklı tonlar oluşur. Görme duyumuz ve ışık, evrendeki her şeye anlam katar." dedi.

İnsan beyninin dış dünyadan gelen beş duyu bilgileri, zihnin ürettiği bilgiler ve duygularla sürekli etkileşim halinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, "Beynimiz bu bilgileri algılar, tanımlar, yorumlar ve tepki verir. Siyah-beyaz düşünce tarzı, yani olayları ya iyi ya kötü olarak görme eğilimi, toksik kişilerin özelliklerinden biridir ve esnek olmamaya, empati yapamamaya yol açar." ifadelerini kullandı.

Zihin ekonomisi ve sosyal öğrenme

İnsan beyninin "zihin ekonomisi" prensibiyle ve bilgileri en ekonomik şekilde kullanmaya çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, "Hayvan beyni ödül-ceza sistemiyle ilkel düzeyde öğrenirken, insan deneyimleyerek, anlam katarak ve yorumlayarak öğrenir. Bir bilgi karşısında 'kim söyledi, ne söyledi, neden söyledi' sorularını sormadan tepki vermek, sembollerin aleyhimize işlemesine yol açar." dedi.

Prof. Dr. Tarhan, beynin önbelleğini boş tutmanın, ani hataları önlemede ve sembolleri doğru yorumlamada önemli olduğunu vurguladı.

İlahi işaretler

"Tanrı sessiz mi?" sorusunun, insanın ilahi bir işaret bekleme isteği, yani bir sembol arayışı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, bu işaretlerin ikaz, müjde veya ceza şeklinde yorumlanabileceğini belirtti. Prof. Dr. Tarhan, "Hayatı bir sınav olarak düşündüğümüzde, öğretmen sınav sırasında konuşmaz. Adil bir yarış için sessiz kalır. Bu dünya da ruhlar alemiyle bu dünya arasında bir geçiş sürecidir." dedi.

Kuantum fiziği ve sicim teorisine göre evrende madde diye bir şeyin olmadığını, her şeyin enerji olduğunu ve manyetik iplikçiklerden oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan, "Süper determinizmde, görünen sebeplerin yanı sıra olaylarda görünmeyen sebepler de vardır. Bu görünmeyen sebepleri okumak sembol diliyle olur. İbn-i Arabi gibi düşünürler, sembollerin dilini kullanarak olaylara derin anlamlar yüklemişlerdir." şeklinde konuştu.

Kalp gözü ile herkes göremiyor

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sembollerin ilahi mesajlar taşıdığını ve insanın olayları anlamlandırma biçiminin hayatını derinden etkilediğini dile getirerek, karınca istilası gibi sıradan bir olayın bile İbn-i Arabi tarafından sabır, çalışkanlık, ümitsizlikten kaçınma ve takım çalışması gibi derin anlamlarla yorumlandığını örnek vererek, "Bu gözle bakan bunu görebiliyor, herkes göremiyor. Buna 'kalp gözü' deniyor." dedi.

Bir hastalığa veya hayat olaylarına nasıl anlam yüklendiğinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, "Bir insan 'ben bunu hak etmedim, niye geldi?' derse veya 'keşke şunu yapmasaydım' diye geçmişi suçlarsa, olayı daha çok büyütür ve daha çok acı çeker. Hayatta her şey yolunda gitmiyor. İnsan zihni sadece seçer ve gözlemler, sonrası bizim kontrolümüzde değildir." ifadelerini kullandı.

Kontrol duygusu ve radikal kabullenme

İnsanların sınırsız isteklerine karşın sınırlı güce sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, kontrol duygusunun geleceği, hayatı ve doğayı kontrol etme arzusuna dönüştüğünde bireylerde yüksek tansiyon gibi sorunlara yol açabildiğini belirtti. 

Prof. Dr. Tarhan, bu durumda "radikal kabullenme" nin önemine işaret ederek, "Kişi, elinden geleni yaptıktan sonra kontrolü ilahi iradeye bırakırsa sakinleşir. Buna 'tevekkül' diyoruz. Tembellik veya miskinlik değil, sorumlulukları yerine getirdikten sonra teslim olabilmektir." diye konuştu.

İnsanın genlerinin verdiği sınırlar içerisinde özgür bir iradesi var

Her şeyin önceden belli olduğu fikrinin insan iradesini ortadan kaldırmadığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, "İnsanın genlerinin verdiği sınırlar içerisinde özgür bir iradesi var. Olayları anlamlandırma, soyut düşünce üretme yeteneği var. Bir fikir geldiğinde onu anlamlandırır, seçer ve seçtikten sonra sadece gözlemci oluruz. Kuantum fiziğine göre biz olayları kontrol edemiyoruz, sadece seçiyoruz." şeklinde konuştu.

İlhamların zihinsel çaba ve emek gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, "Arşimet, kralın verdiği görev üzerine taçtaki altının sahte olup olmadığını bulmak için kafa yorarken ilham geldi ve 'Evreka!' diyerek hamamdan fırladı. İlhamlar, belirli bir zihinsel çilenin sonucudur." dedi.

Taşların şifalı gücü ve meditasyon

Taşların da renkler gibi bir frekansı ve salınımı olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, ametist ve kehribar gibi taşların manevi anlamları ve rahatlatıcı etkileri olduğunu söyledi ve "Ametist taşı eline alan birinin anksiyetesinin kaybolması gibi, bu tür kültürel birikimler bilimsel araştırmalarla teyit edilmeli, ancak saçma denilmemelidir." İfadesinde bulundu.

Prof. Dr. Tarhan, kişilerin kendilerine bir rahatlatma sembolü seçerek bunu hipnoterapi veya yogadaki mantralar gibi kullanılabileceğini ifade ederek, "Beynimizde mutluluk hormonu salgılamak için üç şeyi bir arada yapmak gerekir; hareket, müzik ve sembolik bir tekrar. Mevlana'nın sema meditasyonu da bu metodolojiye dayanır. Ritim tedavisi olarak da bilinen bu yöntemlerle beyin rahatlar." şeklinde konuştu.

Müzik de sembolik anlamlar taşıyor

Müziğin de sembolik anlamlar taşıdığını ve kişiye yüklediği anlama göre farklı etkiler yarattığını belirten Prof. Dr. Tarhan, bazı müziklerin öfke ve saldırganlık uyandırırken, bazılarının sakinleştirici etki gösterdiğini söyledi.

Prof. Dr. Tarhan, insan kişiliğinin (persona) üçte birinin genetik, üçte birinin sosyal öğrenme ve üçte birinin de kişisel seçimlerden oluştuğunu belirterek, "Sembolik, anlamsal ve kavramsal düşünce yeteneği olan bir kişi, diğer üçte iki yönünü de yönetebilir, yeni anlamlar yükleyerek, yeni hedefler koyarak ve yeni yöntemler geliştirerek kişiliğini olumlu yönde şekillendirebilir." ifadelerini kullandı.

Küresel yalnızlaşmanın temel sebeplerinden biri de sahtelik

Sahteliğin hayatın her alanına yayılmış durumda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı:

“İnsanın da sahtesi var. Bu sahtelik güveni zayıflatıyor, güven zayıflayınca derin ilişkiler kayboluyor. Derin ilişkilerin olmadığı yerde de yalnızlık artıyor. Küresel yalnızlaşmanın temel sebeplerinden biri, insanın içiyle dışının bir olmamasıdır. İnsan ilişkilerinde en önemli nokta, kişinin iç ve dış görünüşünde denge kurabilmesidir. ‘Benim kalbim temiz’ demek yeterli değil; dış görünüm de bu uyumun bir parçası olmalı. Böyle insanlar uzun vadeli ilişkiler kurabilir. Onların iç huzuru, pozitif bir etki olarak dışarıya yansır. İnsanlar bu tür kişilere ister istemez saygı ve sevgi duyar, etrafında toplanır. Kurulu düzen onları istemese bile toplum onları benimser. Tarihte de böyle insanlar dönüşüm yaratan, kalıcı iz bırakan şahsiyetlerdir. Ama rol yapan, sahte davranan kişiler uzun vadede kaybeder. Çünkü insan yüzünde sirke satıyorsa, elinde bal olsa bile kimse ondan bal almak istemez. Asıl mesele insanın içi ile dışının uyumlu olması, kendisiyle barışık yaşamasıdır.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı : BEYAZ

BENZER HABERLER

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir

PUAN DURUMU
O AV P
1 Galatasaray Galatasaray 16 36 39
2 Fenerbahçe Fenerbahçe 16 36 36
3 Trabzonspor Trabzonspor 16 30 35
4 Göztepe Göztepe 16 19 29
5 Beşiktaş Beşiktaş 16 29 26
6 Samsunspor Samsunspor 16 22 25
7 Gaziantep FK Gaziantep FK 16 23 23
8 Başakşehir Başakşehir 16 22 20
Tamamını Göster
15 Antalyaspor Antalyaspor 16 15 15
16 Kayserispor Kayserispor 16 15 14
17 Eyüpspor Eyüpspor 16 10 13
18 Karagümrük Karagümrük 16 14 9
O AV P
1 Amed Sportif Amed Sportif 17 39 35
2 Pendikspor Pendikspor 17 30 33
3 Esenler Erokspor Esenler Erokspor 17 40 32
4 Bodrum FK Bodrum FK 17 38 31
5 Arca Çorum FK Arca Çorum FK 17 26 29
6 Iğdır FK Iğdır FK 17 28 29
7 Erzurumspor Erzurumspor 17 30 27
8 Boluspor Boluspor 17 31 26
Tamamını Göster
17 Ümraniye Ümraniye 17 14 18
18 Sarıyer Sarıyer 17 17 17
19 Hatayspor Hatayspor 17 15 5
20 A.Demirspor A.Demirspor 17 13 -16
O AV P
1 Arsenal Arsenal 16 30 36
2 M.City M.City 16 38 34
3 Aston Villa Aston Villa 16 25 33
4 Chelsea Chelsea 16 27 28
5 C.Palace C.Palace 16 20 26
6 M. United M. United 16 30 26
7 Liverpool Liverpool 16 26 26
8 Sunderland Sunderland 16 19 26
Tamamını Göster
17 Leeds United Leeds United 16 20 16
18 West Ham United West Ham United 16 19 13
19 Burnley Burnley 16 18 10
20 Wolves Wolves 16 9 2
O AV P
1 Bayern Munih Bayern Munih 14 51 38
2 RB Leipzig RB Leipzig 14 29 29
3 B. Dortmund B. Dortmund 14 24 29
4 Leverkusen Leverkusen 14 30 26
5 Hoffenheim Hoffenheim 14 29 26
6 VfB Stuttgart VfB Stuttgart 14 25 25
7 E. Frankfurt E. Frankfurt 14 29 24
8 Union Berlin Union Berlin 14 19 18
Tamamını Göster
15 Augsburg Augsburg 14 17 13
16 St. Pauli St. Pauli 14 13 11
17 FC Heidenheim FC Heidenheim 14 13 11
18 Mainz 05 Mainz 05 14 13 7
O AV P
1 Barcelona Barcelona 17 49 43
2 Real Madrid Real Madrid 17 34 39
3 Villarreal Villarreal 15 31 35
4 Atletico Madrid Atletico Madrid 17 30 34
5 Espanyol Espanyol 16 20 30
6 Real Betis Real Betis 16 22 25
7 Athletic Bilbao Athletic Bilbao 17 14 23
8 Celta Vigo Celta Vigo 16 20 22
Tamamını Göster
17 Valencia Valencia 16 15 15
18 Girona Girona 16 15 15
19 Real Oviedo Real Oviedo 16 7 10
20 Levante Levante 15 16 9
O AV P
1 Inter Inter 15 34 33
2 AC Milan AC Milan 15 24 32
3 SSC Napoli SSC Napoli 15 22 31
4 Roma Roma 15 16 30
5 Juventus Juventus 15 19 26
6 Bologna Bologna 15 23 25
7 Como Como 15 19 24
8 Lazio Lazio 15 17 22
Tamamını Göster
17 Parma Parma 15 10 14
18 Verona Verona 15 13 12
19 Pisa Pisa 15 10 10
20 Fiorentina Fiorentina 15 12 6
O AV P
1 Lens Lens 16 28 37
2 PSG PSG 16 35 36
3 Marsilya Marsilya 16 36 32
4 Lille Lille 16 33 32
5 Lyon Lyon 16 22 27
6 Rennes Rennes 16 27 27
7 Strasbourg Strasbourg 16 25 23
8 Toulouse Toulouse 16 24 23
Tamamını Göster
15 Le Havre Le Havre 16 13 15
16 Auxerre Auxerre 16 14 12
17 Nantes Nantes 16 14 11
18 Metz Metz 16 17 11
O AV P
1 PSV Eindhoven PSV Eindhoven 16 50 43
2 Feyenoord Feyenoord 16 41 34
3 Ajax Ajax 16 30 29
4 NEC Nijmegen NEC Nijmegen 16 41 28
5 FC Groningen FC Groningen 16 24 26
6 Alkmaar Alkmaar 15 28 25
7 FC Twente FC Twente 16 25 24
8 FC Utrecht FC Utrecht 16 27 23
Tamamını Göster
15 FC Volendam FC Volendam 16 19 14
16 Heracles Heracles 16 26 14
17 NAC Breda NAC Breda 16 16 13
18 Telstar Telstar 16 19 12
SEO Paketleri Uluslararası evden eve nakliyat Uluslararası nakliyat Uluslararası taşımacılık Yurt dışına ev taşıma